'Deprem Sonrası Göç Süreci En Çok Ergen ve Çocukları Etkiler'

Kuşadası Mübadele Evi’nde düzenlenen etkinlikte konuşan Psikolog Hazal Sansür, göçün insan psikolojisi üzerindeki etkisini anlattı. Yüz yıl önce yaşanan Mübadele’yi dış göçe, 6 Şubat depremleri sonrası yaşananları ise iç göçe örnek gösteren, her durumda göçün bireylerde etkisinin stresle başa çıkabilme becerisine bağlı olduğunu söyleyen Sansür, “Her göç eden belli psikolojik aşamalardan geçer. Göç yapısı gereği sarsıcı, ruh sağlığı açısından tehdit oluşturucu bir risk taşır. Ancak her birey için travmatik olmak zorunda değil. İçine girilen yeni çevre bireylerin kendi kültürüne benziyorsa daha az, benzemiyorsa daha fazla uyum sorunu ile karşılaşmalarına ve etkilenmelerine neden olacaktır” dedi.
“GÖÇ ENÇOK ERGEN VE ÇOCUKLARI ETKİLİYOR”
Kişinin alıştığı ortamdan ayrı kalması, kendini değersiz görme, yalnızlık, yabancılaşma, yakınlarının yokluğunun bireyi etkilediğini ve yoğun stres yaşamasına neden olduğunu söyleyen Psikolog Sansür, “Göç süreci en çok ergen ve çocuğu etkiliyor. Bunun temel nedeni; çocuk ve ergenlerin, göçle beraber gelen ani değişim, göç öncesinde, sırasında ve sonrasında yaşanan travmatik yaşam deneyimleri ve fiziksel-ruhsal büyümeyle aynı anda baş etmek zorunda olmalarıdır” şeklinde konuşarak göçün de sosyal bir kriz olarak düşünülmesi gerektiğini kaydetti. Göç sürecinde yaşanan yoğun stresli durumlarla baş etme mekanizmaları yetersiz olan bireyler, depresyon, anksiyete, uyum problemleri, travma sonrası stres bozukluğu, şizofreni gibi ruh sağlığı sorunlarına da daha yatkın olduğunun altını çizdi.