Kuşadası Kent Konseyi’nin Bölücü Girişimlerine Büyük Tepki!
GÜNDEMKuşadası Kadın Platformu, Kuşadası Kent Konseyi Kadın Meclisi’nin 8 Mart programındaki oldu-bitti girişimlerine tepki gösterdi.
Çalışmalarına 4 yıl önce başlayan ve kısa süre içinde özellikle kadına şiddet konusunda verdiği mücadele ile örnek gösterilen platform, bir çağrı yaparak kadın hareketinin bölücü değil, birleştirici davranışlara ihtiyacı olduğunu hatırlattı. Kadın hareketine destek vermediği halde son dönemlerde özel günlerde ortaya çıkarak meydanlarda “kadın platformu” adıyla boy gösteren Kent Konseyi Kadın Meclisi’nin tutumunu “oldu-bitti” olarak değerlendiren Kuşadası Kadın Platformu’nun, çalışmalarını özetleyerek başladığı açıklamasında, şu ifadelere yer verildi;
“Kuşadası Kadın Platformu, 4 yıl önce bir whatsApp grubu olarak kuruldu; özerk, çoklu bileşene sahip bir platform olarak giderek büyüdü. Katılımın bireysel olduğu, hiyerarşik olmayan yapısıyla gönüllü olarak görevlerin üstlenildiği, emek verenlerin harcamaları da gücü oranında karşıladığı bir çalışma biçimiyle çoğaldık.
Kadına şiddetin, tecavüzün, istismarın çığ gibi arttığı bir zamanda, her gün 3 kadının hayatını kaybettiği, kırıma dönüşen kadın cinayetlerinin karşısında, sadece 25 Kasım, 8 Mart gibi Kadın mücadelesinin önemli günlerinde değil, 365 gün mücadele etmek gerektiği kabulüyle çalışmalarımızı sürdürdük, sürdürüyoruz. Kadına, çocuğa, LGBT bireylerine yönelik şiddet ve istismarın güncel takibini yaparak hukuki desteğin yanı sıra, elimizden gelen her türlü desteği vermeye çalışıyoruz.
Bölgemizde katledilen kadınlar için adalet isteğimizi davaların görüldüğü mahkemelerin önünde basın açıklamaları yaparak seslendiriyoruz. 15 Ağustos 2019’da Aydın’da öldürülen Merve Kotan’a hukuki destek sağladığımız gibi, duruşmalarına giderek diğer kadın örgütleri ile birlikte ailenin de yanında olduk. Yine 10 Ekim 2020’de Didim’de katledilen Hatice Tusu’nun cenazesini il ve ilçelerden yüzlerce kadınla birlikte kaldırdık. İstismara uğrayan bir kızımıza hukuki destek verdik, duruşmalarda toplu olarak yanında yer aldık.
Yine Kuşadası’nda, 27 Mayıs 2020 tarihinde işine giderken güpegündüz saldırıya uğrayan banka müdiresi Pelin Yarmacı için olaydan bir gün sonra meydanda çok sayıda kadının katıldığı bir basın açıklaması yaparak, kadınların isyanını haykırdık.
Söke Ağır Ceza Mahkemelerindeki , yüzde elli zihinsel engelli 14 yaşındaki kızın cinsel istismarı davasında kızın annesi adına davayı takip ettik. Tacizci 13 yıl ceza aldı. İstinaf onadı. Dosta temyizde. Çok uğraştık bu dosya ile. Kadın Platformu üyeleri her celse duruşma salonunu doldurarak büyük destek sağladı.
Babası tarafından cinsel istismara uğrayan 14 yaşındaki kızımızın Söke Ağır Cezadaki dosyasını avukat olarak takip ettik. Mahkeme kadının beyanı esastır ilkesine uymadı baba delil yetersizliğinden beraat etti ama istinaf yaptık. Dosya hala istinafta. Bu kızımızın soyadını değiştirme davasını açtık. 31 Aralık 2020 de davayı kazandık. Karar kesinleşmedi. Ancak takipçisiyiz.
Kadın Platformuna baş vuran kadınlar ile ilgili 6284 sayılı yasa gereğince koruma tedbirleri alınmasında, kadınların hukuki ve sosyal sorunlarının çözümünde birebir yardımcı olmaya çalışıyoruz.
Davaları gönüllü olarak takip ediyoruz. TKDF Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı sevgili Canan Güllü bize destek veriyor.
Girdiğimiz tüm davalara kadın Platformu üyesi kadınlar, eşleri destek oluyor. Her duruşma büyük bir izleyici kitlesi ile adliye önünde baskı oluşturuyor.
Geçtiğimiz yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Kusadası Belediyesi önünden El heykeline kadar yaklaşık 300 kadının katıldığı bir yürüyüş gerçekleştirdik ve alanda basın açıklaması yaptık. Kadınlara, ‘bendirini, erbaneni, darbukanı, zilini, öfkeni, isyanını, zılgıtını, ıslığını, alkışını, düdüğünü al da gel’ demiştik. Öyle de oldu. Alanda performans sanatçısı Zeliha Demirel, ‘Kendine Ait bir Hareket’ (Virginia Wolf’e saygıyla) diye adlandırdığı gösterisini sundu. Yine 8 Mart çerçevesinde Caferli Güzelleştirme Derneği ve Kuakmer işbirliğinde düzenlenen İstanbul Sözleşmesi konulu Şengül Hablemitoğlu’nun konuşmacı olduğu Panel’e aktif ve yoğun katılım sağladık.
Kentimizde bulunan diğer kadın örgütleri ile birlikte çalışmalarımız oldu. Örneğin 6 Aralık Kadınların Seçme ve Seçilme Haklarını Kazandığı Gün’de Türkiye Kadınlar Birliği (TKB) etkinliğinde konuşmacımız ve drama gösterilerimizle yer aldık.
Önerimiz üzerine 28 Temmuz 2020’de, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine karşı, Kuşadası Kent Parlamentosu erkek katılımcıları tarafından kent merkezinde düzenlenen basın açıklamasını yoğun bir katılımla destekledik.
İstanbul Sözleşmesi’nin, 6284’ün gerektiği gibi uygulanmasını talep eden, kadın cinayetlerini protesto eden bir dizi basın açıklaması gerçekleştirdik.
Kent-Çevre sorunları, yaşanabilir bir çevre için etkinliklere, eylemlere aktif bir biçimde katıldık. 24 Eylül İklim Grevi haftasında Kadın Platformu olarak tüm etkinliklere aktif katılım sağladık.
Pandemi günlerinin en büyük kaybedeninin kadınlar olduğu gerçeğinden hareketle 19.10.2020 tarihinde Kuşadası Belediyesi’ne bir dilekçe ile başvurarak, Belediye kanununun 14. Maddesi gereğince Kuşadası’nda Kadın Sığınma Evi açılmasını talep ettik. Bilindiği gibi, nüfusu 100 binin üzerinde olan belediyelerin Sığınma Evi açmaları zorunluluğu kabul edilmişti. Fakat şu ana kadar dilekçemize bir cevap alamadık.
Sosyal Medya çalışmamız, pandemi günlerinde giderek ağırlık kazandı. Kuşadası Kadın Platformu adıyla sürdürdüğümüz Facebook sayfamız Türkiye çapında binlerce kişi tarafından okunuyor. Beğeni sayısı 35 bini aştı. Sayfamızda, basından seçtiğimiz haberleri paylaştığımız gibi, metinlerini hazırladığımız çekimleri de yayınlıyoruz. Böylece, Gonca Kuriş’ten, Pınar Gültekin’e hunharca katledilen binlerce kadınımızın unutulmaması için, bir biçimde isimlerini yaşatmak için çaba harcıyoruz. Şiddete uğrayan kadınların çığlığına ses olmaya çalışıyoruz.
Bu yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde pandemi koşulları nedeniyle bir sosyal medya çalışması yürüttük. Yine katledilen-kaybedilen kadınlarımızı, Gonca Kuriş, Özgecan Aslan, Emine Bulut, Aleyna Çakır, Gülistan Doku ve iş cinayetlerinde hayatını kaybeden kadın işçiler Ayşe Denizdalan ile Anut Efe’yi canlandırdık. Ağaçlar altında, pankartlarımızla taleplerimizi dillendirdiğimiz bir video çekimi gerçekleştirdik. Bülent Ecevit Park’ında (Güvercinli Park) bir basın açıklaması ile sözümüzü, itirazlarımızı, haklı taleplerimizi seslendireceğiz.
Çalışmalarımızı yaparken, hiç bir kurumdan destek almadığımız gibi, yerel yönetimden doğru bir destekten, dayanışmadan söz edemiyoruz. Tam tersine Kent Konseyi Kadın Meclisi daha önceki etkinliklerde de defalarca yaptığı gibi, Kuşadası Kadın Platformu adını kullanmaya devam ediyor. Bu 8 Mart etkinlikleri için parti ve sivil Toplum Kuruluşlarına Kent Konseyi Kadın Meclisi olarak yaptığı çağrı sonucunda hazırladığı afişe Kuşadası Kadın Platformu başlığını koyarak katılan kurumları bir oldu-bitti ile karşı karşıya bırakıyor. Her gün üç kadının katledildiği, yüzlercesinin tacize, tecavüze, şiddete uğradığı bir zamanda ve yerde kadın örgütleri arasında dayanışmanın öne çıkması gerekirken, yerel yönetimin Kadın Meclisi’nin bu dayanışmayı parçalayıcı davranışı kabul edilemez. “
İlginizi Çekebilir