© Ajans Kuşadası 2020 | Her Hakkı Saklıdır.

Kuşadası Huzurevi, Son 1.5 Yıl İçinde Resmen ‘Zulümevi’ Oldu!

Deprem riski gerekçesiyle, hayatlarını sürdürdükleri bina tahliye edilince başka kentlere gitmek zorunda kalan sakinler, Kuşadası’ndaki son dönemlerini gözyaşları içinde anlattılar.

Kuşadası Belediyesi’nin, “deprem riski” taşıdığı gerekçesiyle tahliye ettiği Huzurevi sakinlerinin son günleri ile ilgili göz yaşartan ayrıntılar ortaya çıktı. Belediye’nin öncülük ettiği girişimler sonucu Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na ait bakımevlerine gitmek zorunda kalan bazı yaşlılar, yaşadıklarını “zulüm” sözüyle tanımladılar. İşletmeyi yürüten ARYA’nın Huzurevi’ni son dönemlerde burada yaşayanlar için “çilehane”ye dönüştüğünü belirten emekli bir kamu görevlisi ise yönetimi CİMER’e şikayet etti.

SOKAKLARA DÜŞECEĞİM

Kuşadası Belediyesi’nin Öğretmenevi’ne nakillerinden sonra durumları hakkında bir açıklama yapmadığı huzurevi sakinlerinden Mahmut Erkal Okar, son günleri ile ilgili olarak sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Bir akşamüzeri düzmece bir senaryo ile sokağa atıldık” ifadesini kullandı. Duygusal paylaşımı sonrasında, Huzurevi kapatıldığı için görev yerleri değişen eski çalışanların “aklı başında bir İstanbul Beyefendisi” olarak tarif ettiği Mahmut Erkal Okar’a telefonla ulaştık. Şu anda Söke’de bir bakımevinde kalan Okar, önce bulunduğu tesiste son derece mutsuz olduğunu, sohbet edecek kimsesi bulunmadığını belirtti ve “Böyle giderse 80 yıllık ömrümün son günlerini sokaklarda geçirmek zorunda kalacağım” diye konuştu.

İLK DARBEYİ YANGINDA ALDI

2009 yılında İstanbul’da sahip olduğu işyerinde çıkan yangın sonucunda tüm malvarlığını ve sağlığını kaybettiği için huzurevinde yaşamak zorunda kaldığını anlatan Mahmut Erkal Okar, Kuşadası Huzurevi’ndeki son dönemi şöyle dile getirdi:

“Ben Kuşadası’na geleli 2 yıl oldu. Ama bunun 1.5 yılı çile içinde geçti. Huzurevi işletmesini üstenen ARYA, burada kalanlara müşteri gözüyle bakmaya başlayınca her şey değişti. Yeni yönetim kar etmek amacıyla önce masraflardan kısma yoluna gitti. Güneş enerjisi olan tesiste, sıcak suyu bile bizlerden esirgediler. Koskoca belediye bozuk kalorifer kazanını bile yaptırmadı.  Maliyeti düşürsünler diye ihtiyacımız olan yemekler değil, ARYA’nın artıklarından yapılan yemekler yemek zorunda bırakıldık. Zaten bundan rahatsız olan bazı arkadaşlarımız, Belediye’yi beklemeden huzurevini terk etmek zorunda kaldı.”

Okar, Huzurevi’nin tahliye sürecini ise şu sözlerle anlattı:

APAR-TOPAR ÖĞRETMENEVİ YOLCULUĞU

“Bir akşam üzeri ARYA yöneticileri geldiler ve hemen gidilmesi gerektiğini söylediler. Bırakın eşyalarımızı toplamayı, ayağımıza çorap giyecek zaman bile tanımadılar bize.  Bizi apar-topar Öğretmenevi’ne götürdüler. Bu arada yakını olanları arayıp, gelip büyüklerini almalarını istemişler zaten. Oraya gidince, ne olacağımızı sorduğumuzda kimseden doğru düzgün bir cevap gelmedi. Sadece artık dönülmeyeceği ve başka huzurevlerine gitmemiz gerektiği söylendi. Orada bize yardımcı olmaları için aramadığım kimse kalmadı. Ama kimseden yardım eli uzanmadı. AK Partililer dinlemekle yetindi parmaklarını bile kımıldatmadı. CHP’nin ilçe başkanı ile belediye yöneticileri telefonlarımıza bile çıkmadı. Sonuçta ben buraya gönderildim. Daha doğrusu sürüldüm…”

DİĞER TANIKLAR ANLATIYOR

Bu arada Mahmut Erkal Okar’ın “Arya’nın zulmüne dayanamadığı için daha önce gitti” dediği emekli kamu görevlisi H. A.’ya da telefonla ulaştık. Okar’ın anlattıkları için “eksik bile” ifadesini kullanan H.A., “Kuşadası Huzurevi’nde bize resmen zulmettiler. Orası huzurevi değil, zulümevi” dedi. H.A., yaşadıkları yüzünden Kuşadası Belediyesi ve ARYA yönetimini CİMER’e şikayet ettiğini de sözlerine ekledi. Yaşamını Kuşadası’nda bir otelde sürdüren bir başka yaşlı ise adının yazılması halinde konakladığı otelin zarar görmesinden endişe duyduğunu belirterek, “Güya Huzurevi geçici olarak kapatılmıştı. Ama akıbeti konusunda kimsenin bilgi verdiği yok. İnsanlara başınızın çaresine bakın dediklerine göre bir daha açmaya niyetleri yok. Meğer niyetleri bizi başlarından atmakmış” diye konuştu. Tahliye nedeniyle yakınlarının yanına sığınmak zorunda kalan bazı huzurevi sakinleri ise söylenenlerin iddia değil gerçek olduğunu ifade ettiler, bunların dışında ekleyecekleri bir şey olmadığını söylemekle yetindiler.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER